Goygoy

Şeytanla anlaşıp ruhunu şeytana satan adamın hikayesi: Christoph Haizmann

1651-1700 yılları arasında yaşayan ressamın sonu pek iyi olmamış. Şeytanla anlaşıp ruhunu şeytana satan adamın hikayesi: Christoph Haizmann. Buyrun, kendiniz öğrenin.

Christoph Haizmann, 17. yy’ın ortalarına doğru avusturya’da doğar

Yoksul bir ressamdır. Kendisi, babanın ölümünden sonra psikolojik olarak çöküntü yaşamaya başlar. Ağır bir melankoliye girer. O kadar ki günlük işlerini bile yapamaz duruma gelir. daha fazla dayanamaz ve yakınlardaki papaza gider. Papaz kendisini dinler ve ruh/cin çarpması teşhisi koyar. Sonra yarı kilise yarı sağlık kurumu diyebileceğimiz bir yere gönderir. Haizmann denilenlerin hepsini yapar, dualar eder ama türlü huzura kavuşamaz. korkular, kasılmalar, halüsinasyonlar devam etmektedir.

Günlerden bir gün uyanık olduğu halde, kilisede dua ederken şeytanı görür (bir anlatıya göre şeytanı siyah bir köpek şeklinde görmüştür) ve bir anlaşma yapar: şeytan 9 yıllığına kendisini iyi edecek, bu zamanın sonunda da ruhu ve bedeni şeytana ait olacaktır. Haizmann yanında bulunan çini mürekkebi ile de bu anlaşmayı kayıt altına alır. (bu belge halen kilise arşivinde saklanmakta) olaylar bittikten sonra durum papazlara anlatılır ve belge gösterilir. İlginçtir kilise bu olayı resmi olarak kabul eder.

Anlaşmadan sonra ressamımız yine de iyileşmez, hatta psikolojisi daha da bozulur

6 ay sonra şeytanı tekrar görür. bu sefer, parmağının ucunu keser akan kanla şeytanın resmini çizer. Resmin altına yine ilkine benzer cümlelerle ikinci bir anlaşmayı not düşer.

Anlatılanlara göre Haizmann ikinci anlaşmadan sonra tam olarak iyileşmese de huzur bulur. 9 yıl nispeten huzurlu yaşar. gel gelelim süre dolmaya yaklaştıkça ruh sağlığı tekrar bozulur. anlaşmayı bozmak için kiliseye gider, din adamlarından yardım ister. Christoph Haizmann, birçok şeytan çıkarma ayinine katılır. Kilisede inzivaya çekilir. Tedaviler görür ama tam olarak iyileşemez. Yine anlatılanlara göre kilise kendisini bir çeşit denek olarak kullanır. Kilise ve inzivadan umduğunu bulamayan Christoph Haizmann, kasabaya ablasının yanına döner ve kısa süre sonra hayatını kaybeder. Haizmann yaşamı boyunca rüyalarında birçok kez şeytanı ve cehennemi görür, gördüklerinin resimlerini yapar.

Olaydan yüzyıllar sonra belgeler tekrar ortaya çıkar

Bir arkadaşı tarafından gönderilen belgelerle olaydan haberdar olan sigmund freud vakayı incelemeye karar verir (ve bunu konuda bir makale yazar). Ressamın çizdiği ona yakın eserden iki tanesi freud’un ilgisini çeker. İlk resim, babanın ölümünden kısa süre sonra, ilk kez görülen şeytanın resmidir:


Şeytan burada oldukça sağlıklı ve dinç bir erkek şeklinde görülmektedir. Tam olarak ressamın babasının öldüğü yaşlardadır. elinde bastonu ile yerel kıyafetler içindedir. 6 ay sonra yapılan ikinci resimdeyse aynı şeytan; korkunç derecede çirkin, boynuzlu, sopalı, yılan şeklinde bir penise sahip, iri memeli birisi olarak tasvir edilmiştir.


Rahmetli serol teber, freud’un bu duruma şöyle bir açıklama getirdiğini anlatır:

“çünkü 1. resim yapıldığı zaman üzerinden çok kısa bir zaman geçmiştir. babanın hala saygı imgesi devam etmektedir. ama 2. resimde babanın bu imgesi kaçmıştır. artık esas bilinç dışındaki gerçek şeytan ortaya çıkmıştır. ama gerçek şeytan baba metaforunun simgesidir. bizim içgüdülerimizin ve bizi koruyucu güçlerin simgesidir. bizim şeytan diye lanetlediğimiz şey ata-tanrıdır. yeni gelen babalar, tanrılar tarafından geriye itilmiş bir güçtür. ve biz sıkıştığımız zaman yeni babaları değil eski babaları yardıma çağırırız.”

Christoph Haizmann’ın yaptığı başka bir resim:


kaynaklar:
 didik didik freud podcasti, wiki haizmann maddesi, freud 17. yy. demonojik nevrov

TV reklamında gördüğü kıza aşık olan ünlü Hollywood yıldızının hikayesi

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

3 × 2 =

%d blogcu bunu beğendi: