Kültür-Sanat

150 milyondan fazla satan dünyanın en iyi rock gruplarını keşfeden Wind Up Records!

Creed, Evanescence, Drowning Pool, Seether, Alter Bridge gibi dünya çapında 150 milyondan fazla albüm satışı elde etmiş rock gruplarını keşfeden albüm firması Wind Up Records’un film gibi hikayesi.

Hikaye 80’lerin ortasında, olayların kahramanı gibi görünse de aslında yan kahraman olan alan meltzer ile başlıyor. 1944 doğumlu bu tombik arkadaş 1985’ten 1996’ya kadar büyük albüm firmaların albümlerini çoğaltıp distribütörlüğünü yapıyor. İyi paralar da kazanıyor. Hatta o tombik haliyle çıtı pıtı bir mankenle evlenecek kadar zengin oluyor.


Evlendiği mankenin adı diana meltzer adlı hatundur. Lakabı sonradan altın kulaklı kadın olacaktır. Sıkı bir poker bağımlısı olan alan meltzer’e para yetmiyor. Diyor ki ben de kendi albüm firmamı kuracam. Hem albüme etiketimi vuracağım, hem de dağıtımını yapacağım.

Diana Meltzer

Tarihler 1996. Grunge gruplarının pop devlerini zirveden indirdiği yıllar. Alan meltzer paranın rock’ta olduğunu anlıyor. bu yüzden kuracağı firma rock gruplarına yönelik olacak. Alan meltzer önce kendini yormuyor, gidip grass records’u satın alıp hazıra konmak istiyor. Grass records’la sözleşmesi olan en popüler gruplar Toadies ve The Wrens adlı orta segmentli 2 rock gruplarıdır. 1996’da bu gruplara albüm dayatıyor ama satış yerlerde.

Alan eşi diana’ya diyor ki, bu olmadı. Popüler olmuş hazır gruplarda pek enerji yok. Güzel şeyler üretmiyorlar. Başka bir şey deneyelim. Diana da diyor ki, kendimiz sıfır km grup bulup parlatmamız gerek.

Müzik işleri ile uğraşan wind-up entertainment’in kapısını çalıyorlar. 1997 ile grass records ile wind-up entertainment birleşip wind-up records adını alıyor. Güzel bir slogan da buluyorlar: “developing career artists”. Yani diyor ki; yolunacak kazlar arıyoruz.

Şimdi burada biraz duralım, 1997’den 1994’e geri gidelim.

1994’te florida’lı 2 çocukluk arkadaşı mark tremonti ve bir papazın oğlu olan scott stapp bir grup kurar. Grubun adını scott stapp’in hristiyan yaşamı nedeniyle creed koyarlar. Coverlar üzerinde çalışırken aynı zamanda kendi şarkılarını da üretiyorlar. Sonradan gruba bas ve baterist bulup grubu tamamlıyorlar. 2 yıl florida barlarından çalıp pişiyorlar. 1996’da jeff hanson adında bir adamın barına konuk oluyorlar. Jeff hanson creed’teki cevheri görüyor ve gruba bir albüm çıkartmak ister.

Jeff hanson hitquarters adında müzik işleriyle uğraşan firmanın kapısını çalar. “abi ileride 58 milyon adet albüm satacak bir grup keşfettim. bir albüm basalım bunlara.” Firma hanson’a “hasssittir len oradan. Burası florida. Bikinili latin hatunların plajlarda gezdiği florida’da ne milyonluk satışından bahsediyorsun sen?”

Hitquarters, hanson’ın ısrarına şu teklifi yapar; “Albüm kayıt, prodüktörlük işlerine bulaşmam. Çok güvendiğin grubuna git kendi cebinden para öde, albümü bir prodüktörle temize çek getir. Albüme etiketimi basıp dağıtırım.”

Jeff hanson cebinden 6 bin dolar çıkartır. John Kurzweg adlı arkadaşına gider. John Kurzweg’in 80’lerde ahmet ertegün’ün atlantic records’la bir geçmişi var ama pek tutunamamış. Florida’ya geri dönmüş.

john kurzweg, 1997’de creed’i evine davet eder. “My own prison” adını verdikleri albümü John Kurzweg’in evinde kayıt ederler.


Albümü hitquarters’ın bir alt kuruluşunun etiketiyle haziran 1997’de yayınlarlar ama albüm patlama yapmaz. Sadece florida’nın bir kısmında bilinir dinlenir.

Albüm nasıl olduysa 1800 km ötedeki wind up records ortaklarından manken diana meltzer’in eline geçer. Diana’yı albümün ilk parçası torn karşılar. Hayvani vokal ve gitar riffleri karşısında büyülenir. Albümü alıp firma ortaklarına götürür. “beyler ileride 58 milyon adet albüm satacak bir grup buldum size.” Firma ortakları albümü dinler ama pek diana gibi büyülenmezler. Diana’nın ısrarı üzerine firma ortakları Florida’ya gidip grubu gizlice canlı dinlemek ister.

Creed, Wind Up’a katılıyor

Konser saati gelir, Creed’in performansı bir bar konseri olmasına rağmen albümdeki kayıt gibi temiz ve berraktır. Bar kitlesi de Creed gibi coşmuştur. Wind up’ın sahipleri creed’ten etkilenip sözleşme yapmak ister. Lakin bir pürüz çıkar. Creed, gefen records ve sony bmg gibi albüm kayıt devlerini beklerken kapılarında yeni kurulmuş wind up’ı görünce hayal kırıklığı yaşar. İlk başta sözleşmeye yanaşmasa da sonradan kabul ederler.

Wind up records albümü tekrar elden geçirip yayınlar. Albümden 4 parçaya klip çekerler. 4 klip de amerika müzik listelerinde 1 numarayı elde eder. Albüm milyonlarca satar.


1999’a gelindiğinde albüm halen satış yapmasına rağmen wind up records, creed’e bir albüm daha yayınlatır. Human clay adını verdikleri albüm, amerika’da yeri yerinden oynattır. Milyonlarca satış elde eder, grammy’de red hot chili pepers’ın de aday olduğu best rock song kategorisinde ödül alır.

Albüm 10 milyon satışı geçtiği için günümüzde riaa tarafından diamond sertifika alır. Nirvana ve pearl jam’in bile diamond’luk albümü yokken bu grup diamondu elde etti. Diamondu günümüzde elde eden önemli rock grupları; the beatles, pink floyd, the rolling stones, led zeppelin, metallica gibi gruplardır.


Tarihler 2001’i gösterdiğinde creed wind up çatısında weathered albümünü yayınlar. Bu albüm human clay gibi yüksek satış elde edemese de günümüzde 8 milyonu geçmiştir.

Creed üyeleri arasında tartışmalar başlayınca grup dağılma sinyalleri verir. Wind up sömürecek yeni yüzler arar.

sıra evanescence’a mı geldi. hayır, evanescence‘a daha var.

1996’dan beri parlamayı bekleyen drowning pool’u keşfettiler. 2001 yılında sinner adında bir albüm çıkarttılar. albüm beğenildi ve 1 milyon satış bandını aşmasına rağmen creed gibi patlama yapamadı. Albümdeki bodies şarkısı halen günümüzde metal hitleri arasındadır. Spotify’da 235 milyon defa dinlenilmiş.


Drowning pool’da istediğini bulamayan wind up, seether’e yönelir. Seether’le 2002 yılında disclaimer albümünü yayınlar. Grup beğenilir ama albüm milyon bandını bile aşamaz. Sonraki albümleri milyon bandını aşar ama wind up’ın gözü daha yükseklerdedir.

Yıl oldu 2003. Şimdi buradan da 1994’e geri dönelim. Evanescence

Amy lee ve ben moody de 90’larda creed üyeleri gibi rocker takılırken kiliselerini de eksik etmezler. 1994’te amy lee ve ben moody bir hristiyan gençlik kampındayken grubun temellerini atar, 1995’te gruplarına üye toplarlar.

1995’te youtube’ta 740 milyon hit elde etmiş my immortal’ı üretirler. My Immortal ve diğer parçaları yerel radyolarda çalınır. Parçalar ve grup beğenilmesine rağmen bir türlü amerika geneline yayılamazlar.


Grubu 1998’de bigwig enterprises adlı müzik firması keşfetse de, evanescence bir türlü hak ettiği ilgiyi göremez. Grup 2003’e kadar 1 demo 2 ep yayınlamıştır ama bu kayıtlar 1995’ten beri bir türlü doğru kişilerin eline ulaşmamıştır.

2003’te altın kulaklı hatun diana meltzer grubun farkına varır. Alır elindeki ep albümleri tekrar wind up’ın ortaklarına gider. “beyler ileride 123 milyon albüm satışı yapacak grup buldum” der.

Firma grubu çağırır sorar, “elinizde neler var gençler?” grup 1995’ten beri ürettikleri şarkıları firmaya verir ama creed’in ilk albümü gibi zemini sağlam parçalar yoktur. Everybody’s fool ve my immortal gibi güzel parçalar var ama firma halen temkinlidir. Diana meltzer gruptaki ışıltıyı görüyor ama firma halen kararsızdır.

Firma grubu finanse etmeden önce ocak 2003’te içinde everybody’s fool ve my immortal’ın da aralarında bulunduğu 5 şarkılık my mystery ep’sini yayınlar. Albüme iyi tepkiler gelir ama Wind up tam teşekküllü bir albüm ister.

3 ay içinde neler döndü bilmem ama evanescence 3 ay içinde hemen hemen tamamı hitlerden oluşan 11 şarkılık fallen albümünü mart 2003’te bitirir. Firma aynı ay içinde albümü yayınlar.


Albüm ortalığı tozu dumana katar. 5 dalda grammy’e aday olur. 50 cent, audioslave, nickelback gibi sanatçı ve gruplar arasında 2 grammy kapar.

Albüm günümüzde 17 milyon satış elde eder. Linkin park’tan sonra 2000 sonrası çıkıp riaa tarafından diamond sertifika alan 2 rock grubundan biridir.

EK BİLGİ: diana meltzer gibi altın kulaklı bir hatun daha vardır. Chris cornell’in eski eşi susan silver.


Susan silver 90’ların başında grunge devlerinden soundgarden, alice in chains ve pearl jam’i popüler eden kadındır. Bu üç grubun menajeridir. Özelikle alice in chains başarısını susan silver’a borçludur. Alice in chains’i dönemin en büyük albüm kayıt firmalarından biri olan Columbia records’a götürmüştür. Grunge’ın kapısını 1990’da alice in chains açar, 1991’de nirvana ve pearl jam fırtınaları gelir. Aslında soundgarden 1988’de albüm çıkartır ama ilk 2 albümlerinde yanlış prodüktörlerle çalıştığı için şöhreti gecikmeli olarak 1994’te elde etti. Sussan silver 1991’de nirvana ile de çalışır ama kurt cobain ile anlaşamadığı için nirvana ile ilişkisini keser.

Psikolojik Teşhislerin Fena Halde Yanılabileceğini Ortaya Koyan Zihin Açıcı Rosenhan Deneyi

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

nineteen − 12 =

%d blogcu bunu beğendi: