Seyehat

8 Adımda Rize

Yayla dersin akla önce Pokut gelir, Ayder gelir. Bal dersin aklına Anzer gelir. Fırtına Deresi’nin gürüldeyişini nerede duysan için gider; aklına yine o gelir. En çok demli bir çay içtiğinde adını anasın gelir. Tabii ki Rize’den bahsediyorum. Yeşilin yuvasından, Karadeniz’in anlatılmaz yaşanır şehri Rize’den… Madem anlatılmaz, neden yazdın o zaman derseniz; yolunuz düştüğünde size rehber olacak 10 adımı yazdım. Sizin için Rize vakti geldiğinde, bilmeniz gerekenler listesi hazır olsun.

1- Tekstilden çay tarımına

Rize geçmişte bir tekstil kenti ve ticaret merkeziymiş. Evliya Çelebi 1640 yılında ziyaret ettiğinde; “Trabzon’a bağlı, deniz kıyısında, bahçeli, güzel bir yer” diye anlatmış. Cumhuriyetin ilanından sonra kısa süreliğine Artvin ile birleştirilerek Çoruh vilayeti olmuş. 1924 yılında da il ilan edilmiş. Aynı yıl şehri ziyaret eden Atatürk, şehrin ileri gelenlerinden Mehmet Mataracı’nın evinde kalmış.

2- Atatürk Evi ve Rize Müzesi 

Rize merkezde görülecek çok şey yok. Ama mutlaka turlamak isterseniz iki müze aklınızda bulunsun. Biri Atatürk’ün kaldığı Mataracı Konağı. Aile tarafından müzeye dönüştürülmesi için Ata’nın 100. doğum yılında il özel idaresine bağışlanmış. Atatürk Müze Evi olarak ziyarete açık. Rize Müzesi’nde ise hem kent kültürünü yansıtan öğeleri hem de arkeolojik buluntuları görebilirsiniz. Binası da yöresel mimarinin en güzel örneklerinden; diğer adıyla Sarı Ev olarak biliniyor. İçinde kent kültürünü yansıtan öğeler ile arkeolojik buluntular birlikte sergileniyor.

 

3- Fırtına Vadisi’ne nazır Zilkale

Rize’de Ortaçağ’dan kalma çok sayıda kale olduğunu daha önce duydunuz mu? En büyüğü tarihi MS 6. yüzyıla dek uzanan Rize Kalesi; ardından da Zilkale geliyor. Aynı zamanda Rize’nin ez güzel ve en turistik noktalarından biri.

Çamlıhemşin’de Fırtına Vadisi’ne hâkim bir noktada yer alıyor. Dağların arasında yükselen görüntüsüyle de hayran bırakıyor kendine. Kalenin üzerine inşa edildiği kaya bloğu denizden 750 metre yukarıda. Bulunduğu yer ‘1. Derece Arkeolojik Sit Alanı’ ilan edilerek korumaya alınmış. İçinde bir şapel de var.

4- Taş köprülerin güzelliği

Rize’de sıkça taş köprü göreceksiniz. Coğrafi yapının getirdiği yaşam koşullarının mecburi yansıması. Fakat bu mecburiyet günümüzde turizm öğesine ve fotoğrafların ana objesine dönüşmüş durumda. Yapım tarihleri kesin olarak bilinmese de bulundukları vadiye göre aldıkları şekiller ve yükseklikleri ile farklılaşıyorlar. 2-3 metre yükseklikten 10-15 metre yüksekliğe kadar ulaşanları var. Mikron, Ortan, Şenyuva, Çağlayan, Levent, Kızıltoprak, Çat köprülerden birkaçı… Özellikle doğayla bütünleşen ve yeşili adeta elbise gibi giyen köprüler doğaya insan eli değdiğinde sonucun ne kadar güzel olabileceğinin kanıtı gibi… İnsan, “keşke her zaman bu kadar ahenk içinde olsa” diye düşünmeden edemiyor.

5- Kaçkar Dağları Milli Parkı

Kaçkar Dağları Milli Parkı, Çamlıhemşin sınırları içinde. İlçeye gittiğinizde 16 kilometre yol alarak ulaşabiliyorsunuz. Batısında Fırtına Deresi, doğusunda Hemşin Deresi var. Türkiye’de orman gülünün 3 bin metrede yetiştiği tek yer de burası. Ayrıca Buzul Çağı’na ait izlerin görüldüğü ender yerler arasında. Buzul gölleri, buzul vadileri ve set gölleri Kaçkar Dağı’nın sakladığı doğa hazineleri… Dağın kuzey yüzünde ise Türkiye’nin en büyük 3. buzulu var.

6- Raftingden kar yürüyüşüne

Rize doğa sporlarına ve maceraya meraklılar için bulunmaz nimet. Rafting, kara yürüyüşü, kar yürüyüşü, kaya tırmanışı, dağcılık, mağaracılık ne ararsanız hepsi yapılıyor. Özellikle yüksek zirveler, dağcılar için Rize’yi ve tüm Doğu Karadeniz’i cazibe merkezi yapıyor. 3937 metre yükseklik ile Kaçkar ülkemizin en yüksek 4. dağı. Ve sadece profesyoneller değil amatörler de kendilerine uygun rotaları burada buluyor. Helikopter kayağı olarak geçen ‘heliski’ de Rize’deki sıra dışı aktiviteler arasında. İsviçre Alpleri’nde ve Himalayalar’da meşhur olan bu sporla uğraşanlar, son yıllarda artık Rize’ye de gelmeye başladı.

7- Yeşile doymadan dönmek yok

Rize’ye en özet tanımla ‘yaylalar cenneti’ diyebiliriz. Birçoğunun ünü tek başına ülkeye yayılmış durumda. Ovit, Gölyayla, Sal, Pokut, Hazindak, Samistal, Palovit, Elevit, Amlakit, Aşağı Kavron, Yukarı Kavron, Kito sayabileceklerimden bazıları. Her birinin güzelliği başka; hepsi yayla ama manzarasıyla, yerleşimiyle, ulaşımıyla hiçbiri diğerine benzemiyor. Yaylaların tadını çıkarmak için en güzel zaman haziran-eylül arası dönem. İlginç bir de gelenek var; Rizeliler yaylaya çıktığında bereket getirsin diye birbirini gülsuyu ile ıslatırmış. Horon, tulum, çay yaylanın olmazsa olmazları. Bir de kendinizi sürekli bulutların üzerinde hissettiren sisli manzaralar müthiş.

8- Anzer’in balı, Pokut’un bulutları 

Rize’nin en popüler yaylaları kuşkusuz Ayder ve Pokut. Ayder, Çamlıhemşin’e 19 km uzaklıkta. Rakımı 1.218 metre. Fırtına Deresi, Gürgendibi ve Gelintülü Şelaleleri’ne yürüyüşle ulaşılabiliyor.

Yine Çamlıhemşin’de yer alan Pokut ise 2.032 metre rakımda. Balı ile ünlü Anzer, İkizdere ilçesinde. Rakımı 2.105. Diğer adı da ününe uygun; Ballıköy. Binbir çeşit çiçeğin yetiştiği yaylanın balının özelliği tam da bu zengin bitki varlığı. Bir taraftan Çoruh Nehri ve Bayburt’a diğer tarafından Trabzon Uzungöl’e bağlanıyor.

Ne yenir? 

Karadeniz bol yağışlı ve nemli iklimi nedeniyle sebzelerin kurutularak değil, daha çok salamura olarak tüketildiği bir yer. Mesela İç Anadolu’da sık yapılan fasulye kurusunun kavurması, fasulye turşusunun kavurması olarak çıkıyor karşınıza; adı da turşu tavalısı. Hamsikoli, tabii ki muhlama, lahana sarması ve lahana yemekleri yiyebileceğiniz lezzetler arasında. Tatlı olarak laz böreği ve sütlaç favori. Ama Rize’deyseniz ve tatlı yiyecekseniz bence hakkınızı baldan yana kullanın; yanına yöreye ait tazecik kaymak ve tereyağı da eşlik etsin.

Lezzet duraklarına birkaç öneri

Çayeli Lale Lokantası, kuru fasulyesiyle meşhur.
Yeniyol Köyü’ndeki Şelale Balık Restoran’ın mezgiti ve karamelize soğanı çok seviliyor.
Çamlıhemşin-Ayder Yolu üzerindeki Osmanlı Restoran, balık için bir başka alternatif ve manzarası nefis.
Pokut’tan yürüyüşle ulaşabileceğiniz Sal Yaylası’ndaki Pilunç Çay Evi’ne sütlaç ve kahvaltı için gidebilirsiniz.

Nerede kalınır?
Rize’de doğayla iç içe konaklama için sayısı giderek artan alternatifler var. Sunulan standartlar genellikle benzer; lüks ya da yüksek konfor beklemek yerine temizlik ve samimiyet arayın derim. Çünkü alıp başınızı yaylaya çıkmışsanız, bence şehir hayatına dair tüm beklentileriniz ardınızda kalmalı ve olabildiğince sadelik peşinde olmalısınız. Aksini düşünüyorsanız, yayla tatili sizi mutlu etmeyecek demektir. Zaten yaylaların birçoğunda konaklama alternatifi de yok sadece uygun araç kiralayarak gezmeye gidebilirsiniz.

İşte birkaç öneri

Pokut Yayla Evi, 2 bin rakımda 4 odalı bir yöresel konaklama adresi. Sahibesinin yemekleriyle meşhur. 

Pokut Doğa Konuk Evi’nde manzara müthiş; tamamen ahşabın kullanıldığı tam bir yayla evi.

Gito Yaylası’nda temiz bir aile işletmesi olan Hazboncuk tercih edilebilir.

Çamlıhemşin’deki Taşmektep Otel, eskiden bir köy okuluymuş.

Çinçiva Köyü’ndeki Ada Bungalov, konumuyla, mimarisiyle, iç dekorasyonuyla yöre turizmi için başarılı bir örnek.

Yayla evi yerine otel koşullarında kalmak isterseniz deniz manzaralı bir seçenek olarak Derepazarı’ndaki Zümrüdüanka’yı tercih edebilirsiniz.

GAMZE GEZER

%d blogcu bunu beğendi: