SeyehatKültür-SanatYemek & Sağlık

Gitmedik, Görmedik, Giden Yazdı : AĞRI

Bizler gidip,göremedik ekip olarak ancak yazarlarımızdan Gamze Gezer, sizler için derledi, düşüncelerini paylaştı. Pinek.Net ekibi olarak ilerleyen zamanlarda doğu ekspresi ile doğu anadoluya gidip sizlerle bunu paylaşmayı düşünüyoruz. Bizi takipte kalın. Sosyal Medya ve Youtube hesaplarımızı da takip edin. Çok yakında youtube içerikleriyle de sizlerle olucaz.

Başı göklerdeki Ağrı Dağı

Ağrı dağı hakkında bilgiler sunacağımız bu yazımızda, Ağrı dağı genel özellikleri, yapılabilecek aktiviteler ve bu dağın turizm açısından önemi hakkında bir takım detaylar bulunacaktır.

Ağrı dağı kaç metre diye soranlara şöyle söyleyelim; Ağrı dağı yüksekliği 5137 metre ile Türkiye’nin en yüksek dağıdır. Ağrı dağı zirvesi ise, Atatürk zirvesi ve İnönü zirvesi olmak üzere ikiye ayrılır. Atatürk zirvesi 5137 metre iken, İnönü zirvesi 3898 metre yüksekliğe sahiptir. Ağrı dağı hakkında bilgiler size, size bu dağın bilinmeyen yönlerini gösterecek.

Peki Ağrı dağı nerede? Ağrı dağının %35’lik kısmı Ağrı ilinde yer alırken geriye kalan %65’lik kısmı Iğdır ilinde bulunmaktadır.

Ağrı dağı gezilecek yerler ve aktivitelerini bitirdikten sonra Ağrı gezilecek ilginç yerler ve şehirde bulunan diğer tarihi ve doğal güzellikleri görmek için Ağrı merkezi ve ilçelerini ziyaret ederek görebilirsiniz.

Turizm Açısından Ağrı Dağı Hakkında Bilgiler

Sönmüş bir volkanik dağ olan Ağrı dağı turizm açısından her yıl çok sayıda turisti buraya çekmektedir. Özellikle yaz, kış zirvesinde erimeyen kar ve buzlarıyla, dağcılıkkamp ve doğa yürüyüşleri açısından ziyaretçileri etkilemektedir. 1990 yılında tırmanma yasağı getirilen Ağrı dağına, 1998 yılında tekrar tırmanma serbestliği getirilmiştir. Her yıl yaz aylarında Ağrı dağı eteğinde kamplar  kurulup, dağcıların tırmanma etkinlikleri burada muhteşem bir atmosfer oluşturmaktadır. Turistler burada rehberler eşliğinde koruması ve gözetimi altında tırmanma aktiviteleri ve doğa yürüyüşlerini yapabilmektedirler. Tırmanışlar için en uygun mevsim yaz iken en çok tercih edilmesi gereken aylar ise, Temmuz ve Ağustos aylarıdır.

Ağrı dağı gezisi ile yapacağınız dağcılık faaliyetleriniz de tırmanmak ve kamp yapmak için bazı malzemelere ihtiyacınız olacaktır;

  • Tırmanış İpi
  • Krampon
  • Deri Eldiven, Bot ve Sıcak Tutan Giysiler
  • Emniyet kemeri ve Kask
  • Kar Gözlüğü ve Kar Küreği
  • El Isıtıcı Sobalar
  • İlk Yardım Seti
  • Harita, Pusula ve El Feneri
  • Çığ Kurtarma ve Arama Cihazı
  • Uyku Tulumu
  • Sırt Çantası

 

Ağrı Dağı Özellikleri

  • 5137 metre yüksekliği ile Türkiye’nin en yüksek dağıdır.
  • Atatürkve İnönü zirvesi olmak üzere iki adet zirvesi bulunmaktadır.
  • Son patlamasını 1840 yılında yapan Ağrı dağı, sönmüş bir volkanik dağdır.
  • Kutsal kitaplarda geçen, AraratKuh-i Nuhve Cebel-ül Haris gibi farklı isimleri yazılmaktadır.
  • Ağrı dağında yaklaşık 3600 metre yükseklikte Küp gölübulunmaktadır.
  • Ağrı dağının, dört mevsim üzerinde kar ve buz bulunmaktadır.
  • Ağrı dağına, güney, batı ve doğu olmak üzere üç farklı rotadan çıkılmaktadır.
  • İtalyan gezgin Marco Polo, Ağrı dağı için, hiç bir zaman çıkılamayacak bir dağ demiştir.
  • Ağrı dağına ilk olarak 1829 yılında Profesör Frederik Von Parattırmanmıştır.
  • Efsaneye göre, Nuh tufanında Nuh’un gemisinin Ağrı dağı üzerine oturduğuna inanılmaktadır.
  • Ağrı dağına iniş ve çıkış yaklaşık olarak 3-4 gün sürebilmektedir.

Ağrı Dağı Efsanesi

Ağrı dağı efsanesi, Ahmet adında bir genç ile ağa kızı Gülbahar’ın Ağrı dağına konu olmuş aşk hikayesini anlatmaktadır.

Günlerden bir gün Ahmet evinin önünde otururken karşısına kır bir at gelir ve durur. Geleneklere göre atın kendine Allah tarafından gönderildiğini ve atın kendi kısmeti olduğunu düşünür ve atı sahiplenir. Fakat at, Beyazıt paşası Mahmut Han’a aittir. Mahmut Han, atın Ahmet’te olduğunu öğrenir ve atını geri vermesini ister, ancak Ahmet atı vermez. Herkes Ahmet’in haklı olduğunu söyler, fakat bu durumu kabullenemeyen Mahmut Han, Ahmet’i zindana attırır. Zindanda tanışan Ahmet ve Mahmut Han’ın kızı Gülbahar tanışıp aşık olurlar. Mahmut Han, Ahmet’i öldürmeye karar verir. Bunu duyan kızı Gülbahar, kendisine aşık olan zindancıbaşı Memo‘ya saçından bir tel vererek Ahmet’i kurtarır. Olanları öğrenen Mahmut Han, Memo’yu öldürür. Daha sonra Ahmet’ten imkansız bir şey isteyerek, Ağrı dağının zirvesine çıkıp ateş yakmayı başarırsa, kızını vermeyi kabul ediyor. Ahmet zirvede ateş yakmayı başarır ve 4 gün sonra geri dönüp Gülbahar’ı alıp Ağrı dağına çıkarır. Daha sonra Gülbahar’ın zindancıbaşı Memo’ya saç telini verdiğini öğrenip gururuna yediremez ve Gülbahar’ın tüm feryatlarına rağmen Küp gölünün sularında kaybolup gider.

İshak Paşa Sarayı : Issızlığın Ortasında İhtişamlı Bir Güzellik

İshak Paşa Sarayı, Doğu Anadolu’nun görkemli yapılarından biri olarak günümüzde kültürel bir miras niteliği taşıyor. Düz bir ovada, kartal yuvasını andıran heybetiyle ‘ben buradayım’ diyen İshak Paşa Sarayı, Türkiye’de görülmesi gereken yerlerin başında geliyor. Eğer seyahat etmek için bir nedene ihtiyaç duyuyorsanız size önerebileceğim en güzel nedenlerden biri İshak Paşa Sarayı gezisi yapmanız olacaktır. Ülkemiz için oldukça önemli bir yapı olan İshak Paşa Sarayı, kültür turlarına katılarak veya GAP turu yaparak rahatlıkla görülebilir. Topkapı Sarayı’ndan sonra yapılmış sarayların en ünlüsü olan İshak Paşa Sarayı’nı en kısa sürede görmelisiniz. Neden mi? Gelin bir ihtişama doğru keşif dolu bir yolculuğa çıkalım.

İshak Paşa Sarayı (İshak Paşa Külliyesi)

Osmanlı İmparatorluğu’nun Lale Devri’ndeki son büyük anıt yapısı ve Bayazıt Sancağı’nın yönetildiği bir külliye olan İshak Paşa Sarayı’nın yapımı birçok efsane ve hikayeye konu olmuş. Sarayı gezmeden önce yapının mimari özellikleri ile ilgili bilgi sahibi olmak bu yüzden önemli oluyor. Osmanlı Dönemi’nde Ağrı’da yapılan en büyük ve en önemli mimari eser olan İshak Paşa Sarayı, geleneksel Türk mimari karakterinde ve Selçuklu mimarisi ile Avrupai Barok esintileri ile yapılmıştır. Zamanına göre oldukça modern olan ve çoğunlukla Türk kültürünün özelliklerini taşıyan saray, 1685 yılında Çıldır Atabeklerinden Çolak Abdi Paşa tarafından yapılmaya başlanmış. Tamamlanması ise 1784’te Küçük İshak Paşa zamanında gerçekleşmiştir. Sarayın mimarları Ahıskalı ustalardır ve 99 yıl süren bir yapım aşamasına sahiptir.

İshak Paşa Sarayı Nerede?

İshak Paşa Sarayı Ağrı ilçesinde, Ağrı Dağı’nın yakınında, Doğubayazıt’ın 7 kilometre uzağında bulunuyor. Eski Bayazıt’a ve ovaya hakim yüksek bir tepenin üzerine kurulmuş, pek çok bölümleri olan komple bir saray ve küliye niteliğindeki İshak Paşa Sarayı, Doğu Anadolu Bölgesi’nde görülecek yerlerin başında geliyor.

İshak Paşa Sarayı 

Sarayı gezmeye başlarken birçok oda ve süslemelerle karşılaşılıyor. Kimi zaman tek kimi zaman üç katlı yapıların iç içe geçtiği sarayda harem, harem odaları, aşevi, hamam, toplantı salonları, eğlence yerleri, mahkeme salonu, camii, çeşitli hizmet odaları, oturma odaları, uşak ve seyis odaları, muhafız koğuşları, cezaevi, erzak depoları, cephanelik gibi bölümler yer alıyor.

Orijinali çok daha heybetli olan sarayın bugüne ulaşan en sağlam kısmı ise cami olmuş. Tek kubbeli cami, iki ayrı renk taşla örülmüş minaresiyle oldukça farklı bir görüntüye sahip. Caminin kıble duvarının dışındaki geometrik ve bitkisel motiflerle süslenmiş türbe ise oldukça dikkat çekici.

Sarayın girişi, savunması en zor olan doğu cephesinde bulunuyor. Bu kısımda yer alan anıtsal taç kapı, Selçuklu sanatının özelliklerini taşıdığı için dikkat çekiyor. Tarih ve sanat yönünden eşsiz bir değere sahip olan saray burası. Üstelik Avrupa’daki şato tipi yapıların ülkemizde rastlanmayan en iyi örneği.

 

İshak Paşa Sarayı ziyaret saatleri;

15 Nisan / 2 Ekim: Yaz Açılış Saati: 09:00

15 Nisan / 2 Ekim: Yaz Kapanış Saati: 19:00

3 Ekim / 14 Nisan: Kış Açılış Saati: 09:00

3 Ekim / 14 Nisan: Kış Kapanış Saati: 15:45

Tatil Günü: Pazartesi

Abdigör Köftesi Tarifi

Ağrı yöresinin Osmanlı’dan bugüne en sevilen lezzeti: Abdigör köftesi! Peki abdigör köftesi nasıl yapılır? Abdigör köftesi yapılırken hangi malzemeler kullanılır? 

ABDİGÖR KÖFTESİ İÇİN MALZEMELER
(KÖFTE İÇİN) :

800 gram kemiksiz kuzu veya dana eti (yağsız ve sinirsiz)

Yeteri kadar su, tuz, karabiber

Pilav İçin:

2 su bardağı pirinç

3 su bardağı su, tuz

ÜZERİ İÇİN:

1 adet büyük boy soğan

Bir buçuk çorba kaşığı tereyağı

ABDİGÖR KÖFTESİ YAPILIŞI:

Köfte için eti kasabınızda dövdürüp hamur haline getirin, içine tuz ve karabiber ekleyip yoğurun. Harçtan 8 parça koparın ve avucunuzun içinde yuvarlayarak top haline getirin. Köfteleri 4 su bardağı suda haşlayın ve suyun içinden süzgeçle çıkarın. Pilav için köfteleri haşladığınız sudan 3 su bardağını bir tencereye alın ve kaynatın. Tuz ekleyin ve bol suyla yıkanmış pirinci katın. Önce harlı, sonra kısık ateşte suyunu çekene kadar pişirin. Üzeri için yarımay şeklinde doğranmış soğanı tereyağında karamelize olana kadar kavurun. Servis tabağına aldığınız pilavın üzerine köfteleri yerleştirin ve karamelize soğanla birlikte servis yapın.

GAMZE GEZER

%d blogcu bunu beğendi: